İSTANBUL (İGFA) – “28 Nisan Sağlıkçıya Şiddete Hayır Günü” hasebiyle yayınlanan araştırma raporuna göre her 10 tıp fakültesi öğrencisinden 1’i meslek hayatına başlamadan evvel şiddete maruz kaldığı ortaya çıktı.
Lokman Tabip Sıhhat Vakfı (LHSV)’nın Nisan 2024’te Fütürist Araştırma ile yaptığı araştırma raporuna nazaran, şiddete uğrayan her iki öğrenciden biri tehdit edildiği söz edildi.
Şiddet mağduru öğrencilerin yüzde 76’sı “bağırma”, yüzde 63’ü ise “psikolojik aşağılanma” ile karşı karşıya kaldığının belirtildiği araştırmada; şiddet aksiyonlarının yüzde 22’sini “yumruk, tekme, tokat, el-kol bükme, baş atma, boğaz sıkma, bir cisimle saldırma” üzere fizikî saldırıların oluşturduğu görülüyor. Tıp fakültesi öğrencilerine yönelik sıhhatte şiddetin yüzde 2’si ise cinsel şiddet olarak ortaya çıktı.
Lokman Doktor Sağlık Vakfı Yönetim Kurulu Lideri Leyla Şeker, araştırmanın tıp fakültesi öğrencilerine yönelik çıktılarının epeyce korku verici olduğunun altını çizdi. Bu öğrencilerin meslek hayatlarına başlamadan sıhhatte şiddete maruz kalmalarının, mesleksel motivasyonlarına, mesleğe olan bağlıklarına ve ülkülerine önemli biçimde ziyan verebileceğini söyleyen Şeker, erken devirde yaşanan olumsuz tecrübelerin, gelecekteki sıhhat mesleklerine yönelik tavırlarını olumsuz etkileyeceğini vurguladı. Leyla Şeker ayrıyeten, yaşanan şiddet travmasının mesleksel tatminlerini ve hastalarla irtibatlarını zedeleyebileceğini, bunun uzun vadede sıhhat dalındaki hizmet ve insan gücü kalitesini ve sayısını da olumsuz etkileyeceğini belirtti.
Bu ortada vakfın Türkiye genelinde yaptığı araştırma raporuna nazaran, iştirakçilerin yüzde 84’ü sıhhatte şiddet denilince akıllarına birinci olarak “sağlık çalışanlarına uygulanan şiddetin” geldiği belirlendi. Araştırmaya katılan 10 sıhhat çalışanından 7’si meslek hayatlarında sıhhatte şiddete maruz kaldığına dikkati çekilen raporda, “Yaşanan şiddet çeşitlerinde ruhsal şiddet olarak bağırma yüzde 80 ile birinci sırada yer alıyor. En çok maruz kalınan ikinci şiddet çeşidi yüzde 72 ile tehdit iken, onu yüzde 59 ile aşağılanma takip ediyor. Ayrıyeten çalışmaya nazaran her 4 sıhhat çalışanından 1’i fizikî şiddete maruz kalıyor. İştirakçilerin yüzde 35’i fizikî şiddet cinslerine uğradığını belirtirken yüzde 10’u kesici alet yahut ateşli silahla atağa uğradığını, yüzde 3’ü ise cinsel şiddete maruz kaldığını belirtiyor. Yapılan araştırmada sıhhatte şiddetin yüzde 55’inin hasta yakınları tarafından gerçekleşiyor” tabirleri yer aldı.
Bu ortada araştırmaya nazaran şiddete maruz kalan 10 sıhhat çalışanından 6’sı, şiddet olayı sonrası “herhangi bir gelişme olmadığını, saldırganın yakalanamadığını belirtildi.
Saldırıya uğrayan her 2 sıhhat çalışanından biri şikayetçi olmadığını söylerken, yalnızca yüzde 4’ü saldırganın yakalandığını ve cezanın tatmin ettiğini tabir edildi.
Beyaz Kod veren sıhhat çalışanı ise yalnızca yüzde 1 olarak bilgilere girdi.
Araştırmaya katılan tüm iştirakçilere “sağlıkta şiddete yönelik yasal düzenlemelerle ilgili bilgi sahibi olup olmadıkları da soruldu. İştirakçilerin yüzde 46’sı bilgi sahibi olmadıklarını, yüzde 42’si duyduklarını lakin ayrıntı bilmediklerini söyledi. Bu oranın da farkındalık açısından düşük olduğunu ortaya çıkardı.