Ülke genelinde çiftçilerin maliyetlerinin yüksek alım fiyatlarının ise düşük olması nedeniyle reaksiyon ve hareketleri sürüyor. Kastamonulu çiftçiler Deniz Yıldırım ve Mehmet Yıldırım, “Çok kötüyüz, kan ağlıyoruz. Fiyatlara çok hoş bir biçimde, çiftçinin memnun olabileceği bir halde güncelleme istiyoruz. Aldığımız paralar bizim girdilerimizin altında kalıyor ve ziyan ediyoruz. Bu halde olursa benim yaşımda hiçbir çiftçi arkadaşım kalmayacak, ben de dahil” dedi.
Kastamonu’da yıllardır çiftçilik yapan Deniz Yıldırım ve Mehmet Yıldırım, artık kimsenin çiftçilik yapmak istemediğini, eserlerden ziyan ettiklerini belirtti. Deniz Yıldırım, şunları kaydetti:
“Geçen sene iki kere sulama yaptığım şeker pancarı bundan daha hoştu. Bu sene kuraklıktan ötürü tam 7 defa sulama yaptım ve pancarım şu an bu biçimde küçücük. Biz bu pancardan randıman elde edemedik bu sene. Fiyat aslında bizi hiç tatmin etmiyor. Fiyatlar şu an çok makus bir durumda. Çiftçi bu fiyatlardan çok muzdarip. Çok kötüyüz, kan ağlıyoruz. Fiyatlara çok hoş bir halde, çiftçinin memnun olabileceği bir formda güncelleme istiyoruz.
“Şartlarımız çok sıkıntı, girdiler çok yüksek”
Şartlarımız çok güç, girdiler çok yüksek, maliyetlerimiz çok yüksek. Aldığımız paralar bizim girdilerimizin altında kalıyor ve ziyan ediyoruz. Bu formda olursa benim yaşımda hiçbir çiftçi arkadaşım kalmayacak ben de dahil. Şeker pancarının şu an fiyatı açıklanmadı. Şu an biz şeker pancarını 1,80 liradan teslim edeceğiz. Lakin bu şeker pancarı 3 liranın altında olursa ve daha fazla olmazsa biz büsbütün ziyan edeceğiz.
“Biz yalnızca emeğimizin karşılığını istiyoruz”
Bu sene kuraklıktan ötürü kök çürüklüğü hastalığı ve başka tüm hastalıklara karşı ne kadar uğraş etsek de tarlalarımızı kurtaramadık. Devletten biz çok büyük bir şeyler istemiyoruz. Biz yalnızca emeğimizin karşılığını istiyoruz. Biz köyde hayata tutunabilmek, çiftçilik yapabilmek ismine hoş şeyler bekliyoruz. Çiftçilere takviye verilmesini bekliyoruz. Ancak devletimiz bize pancarı teslim edene kadar fiyat açıklanmıyor. Fiyatını bilmediğiniz bir şeyi kim ekebilir? Biz fiyatını bilmeden pancar üretmeye çalışıyoruz.
“Böyle giderse tüm hayvanlarımızı satacağız”
Biz hayvancılıkla da uğraşan bir aileyiz. Hayvanlarımızda azalmaya gittik. Zira yem maliyetleri yüksek. Ahırdaki hayvanların bakım maliyet pahası yüksek. Bunlar daima girdi olduğu için bize hayvanlarda azaltmaya gittik. Bu türlü giderse tüm hayvanlarımızı satacağız. Yaklaşık 7-8 yıldır berbat gidişatla devam ediyorduk. Ancak son 4 yıldır çok makûs durumdayız. Çiftçiliği bırakan bir sürü genç arkadaşım var. Ben buranın en büyük çiftçilerinden biriyim ve neredeyse ben de bırakacağım. O kadar makus bir duruma geldik. Sarımsak için ‘beyaz altın’ diyorlardı, artık gümüş kadar bedeli kalmadı. Zira sarımsak emekçi maliyetlerini bile karşılamıyor. Biz veriyoruz sarımsağı 100 liraya, pazara gidene kadar 200 lira oluyor. 70-80 lira maliyetim oluyor, 100 liradan veriyorum. Onlar pazarda 200 liraya satıyorlar. Ayrıyeten pembe kök hastalığı var. Devletimizin ziraat mühendislerimiz gelip bizle ilgilenmiyor burada. Bizi kendi halimize, kendi başımıza bırakıyorlar.”
“Şu an çok sıkıntı durumdayız, sıkıntıdayız”
Çiftçi Mehmet Yıldırım ise şöyle konuştu:
“Her türlü masraf ettim. Mesela pancar dönümüne 9-10 ton verecekse 4-5 ton oluyor. Bunun sebebi de hastalıklar, kuraklaşma. Fiyatlar da düşük. Mesela geçen sene bin 500 yüz liraydı, bu sene bin 850 liradan aldılar. Lakin bu sene 3 bin lirayı geçmesi lazım ki çiftçi para kazansın. Bizim köyümüzden bir çiftçi 100 dönüm pancar ekmiş, hesap ediyor yani tohumunu, sulamasını, gübresini, ilacını, akaryakıt parasını, mazotunu hesap ediyor, ‘zarar ediyoruz’ diyor. Madem ziyan ediyorsun, neden ekiyorsun dedim, ‘çark dönsün’ diyor. Artık çiftçi karında yahut ziyanında değil. Bir türlü çark dönsün diye, ayakta durmak için ekiyor. Bunu gören yok. Şu an çok güç durumdayız, düşüncedeyiz. Sabrede ede ede artık çiftçilik bitecek.” (ANKA)